Okula Gitmek İstemeyen Çocuklara Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz?
Çocuğunuz okula gitmeyi reddediyorsa, bu hem ebeveynler hem de öğretmenler için oldukça stresli olabilir. "Neden böyle davranıyor?", "Ya bir daha okula gitmek istemezse?" gibi sorular aklınıza gelebilir.
Her çocuk, okula direnme veya reddetme konusunda farklı tepkiler gösterebilir. İşte, çocuğunuzun sergilediği davranışlara göre uygulayabileceğiniz bazı öneriler:
Okulla İlgili Ağlama Nöbetleri veya Öfke Patlamaları Yaşıyorsa
-Duygularını Kabul Edin: Öfke nöbetinin arkasındaki hislerin gerçek olduğunu anlayın. Daha sakin bir zamanda, durumu nasıl iyileştirebileceğinizi konuşmayı önerin.
-Net Olun: Destekleyici olduğunuzu ve sorunları çözmeye yardımcı olacağınızı belirtin, ancak okula gitmemenin bir seçenek olmadığını açıkça ifade edin.
-Ne Söyleyebilirsiniz: "Okulla ilgili seni endişelendiren bir şey olduğunu biliyorum. Sakin bir şekilde konuşabildiğinde, bunun ne olduğunu birlikte konuşabiliriz. Okula gitmeyi senin için nasıl kolaylaştırabileceğimizi bulmana yardımcı olmak istiyorum."
Okulla İlgili Yoğun Duygusal Patlamalar Yaşıyorsa
-Sabırlı Olun ve Güvende Olduğunu Hissettirin: Çocuklar, bu tür patlamalar sırasında kontrolü kaybedebilirler, bu yüzden o an yapılacak fazla bir şey yoktur. Patlama geçtiğinde, kısa ve net cümlelerle durumu yönetin.
-Ne Söyleyebilirsiniz: "Bu çok büyük bir tepkiydi. Okul hakkında konuşmadan önce bir mola vermen gerekiyor mu, birlikte karar verelim." Bu konuşmayı herkesin sakin olduğu sessiz bir zamanda yapın.
-İleriye Dönük Olarak: Çocuğunuzun başa çıkma becerileri geliştirmesine ve bunaldığında daha uygun yollarla iletişim kurmasına yardımcı olabilirsiniz.
Her çocuk, doğru destekle parlayabilir.
Her çocuk, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine taşır.
Öğrenme, sevgi ve destekle güçlenir.
Her çocuk özeldir. Disleksi bir engel değil, farklı bir öğrenme yoludur
Sağlıklı seçimler, mutlu bir gelecek yaratır.
Sabır ve sevgiyle her zorluk aşılır.
Çocuk istismarı bir insanlık suçudur!
Her adım, büyümenin bir parçasıdır.
Anlamak, iyileşmenin ilk adımıdır.
Doğru zamanda atılan bir adım, hayatları değiştirir.
Her yolculuk doğru bir başlangıçla başlar.
Çocukların tuvalet eğitimini tabusuz bir şekilde öğrenmesi için rahat bir ortam yaratın. Her çocuğun hızı farklıdır.
Ebeveynlikte otoriter, demokratik veya izin verici yaklaşımlar arasındaki farkları anlamak, doğru dengeyi kurmaya yardımcı olur.
Çocuklar kendileriyle ilgili olumsuz bir "iç ses" geliştirebilirler ve bu ses, onların özgüvenini baltalayabilir.
Sadece “Yap bunu!” demekten öte, onlara “Bunu neden yapman gerektiğini birlikte keşfedelim” demeli.
Bu bıkmışlık hissi sizi kötü bir ebeveyn yapmaz, sadece insan olduğunuzu hatırlatır. Yani, nefes almanız gerekiyorsa, bir suç işlemiş gibi hissetmeyin.
Ekran süresini sınırlandırmak ve kaliteli içerik seçmek, çocukların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Örnek olmak önemlidir.
Çocuklara interneti doğru kullanmayı öğretmek, onları bilinçli ve sorumlu bireyler yapar. Yasak yerine rehberlik önemlidir.
Sevgiyle belirlenen sınırlar, çocukların özgüvenini artırır ve sağlıklı bireyler olmalarını destekler.
Ebeveyn öfkesi, bilinçli farkındalık ve duraklama stratejileri ile kontrol altına alınabilir. Kendinizi affedin ve ilerleyin.
Çocukların yalan söylemesinin ardında genellikle bir öğrenme süreci ve gelişimsel nedenler yatar.
Güç, kontrol ya da çatışma temalarının oyunlarda öne çıktığını fark ettiğinizde, yargılamaktan kaçınıp, bu süreçlere açıklıkla yaklaşmak oldukça önemlidir.
Çocuklar bir noktada büyüyüp cezaları umursamayacak hale gelirler!
Unuymayın bütün duygular normaldir, önemli olan bu duygularla nasıl başa çıktığınızdır.
Anne, çok çirkinim," gibi cümleler, ebeveynlerin sıklıkla karşılaştığı durumlardan biridir.
Çocukların yaşadıkları sosyal zorlukları ve duygusal iniş çıkışları paylaşmaya ihtiyaçları vardır. Ebeveyn olarak ilk görevimiz, onları yargılamadan dinleyebileceğimiz bir alan sunmak.
Açık uçlu oyuncakların belirli bir bitiş noktası yoktur. Bu yüzden çocuklar bu oyuncaklarla yaratıcılıklarını ve problem çözme becerilerini geliştirebilirler.
Eğer bir çocuk öfke nöbeti geçirirse, genellikle birisi görev taleplerini değiştirir, işi kolaylaştırır veya minimum uyum sağlamalarına razı olur. Bu da çocuğun bu davranışı tekrarlamasına yol açar.
Patlama sırasında çocuklar kontrolü kaybedebilirler, bu yüzden o an yapılacak fazla bir şey yoktur. Patlama geçtiğinde, kısa ve net cümlelerle durumu yönetin.
Son verilere göre, otizm spektrum bozukluğunun (OSB) ortalama tanı yaşı 5 veya 6 civarındadır, ancak 12 aylık kadar küçük çocuklarda bile tanı konulabilir.
alnız olmadığınızı unutmayın. Birçok genç, benzer kaygı bozukluklarıyla mücadele ediyor. Nasıl hissettiğinizi birine anlatmak cesaret gerektirebilir, ancak bu engeli aştığınızda sizi dinlemek ve destek olmak isteyen insanlar olacaktır.
Instagram, Facebook ve benzeri platformlarda en çok zaman geçiren gençlerin, en az zaman geçirenlere göre %13 ila %66 daha yüksek oranda depresyon yaşıyor.
Doğru stratejilerle sınıf ortamını daha verimli hale getirebilir ve çocuğunuzun potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabilirsiniz
DEHB'li çocuklar genellikle yaratıcı, mükemmel problem çözücüler ve sıradışı düşünen bireylerdir.
"Öfke nöbetleri ve krizler, tıpkı ateş gibi, birçok farklı problemden kaynaklanabilir ve onları durdurmak için neyin tetiklediğini anlamamız gerekir."
Çocuklar düzenli olarak duygusal patlamalar yaşıyorsa, ilk adım, çocuğunuzun davranışını tetikleyen şeyleri anlamaktır.
Dağınık yazı tembellik işareti olarak görebileceğini unutmayın. Ancak genellikle durum böyle değildir.
"Onun tek annesi/babası sizsiniz". O değil, "biz" değişirsek; çocuklarımızın da gelişip büyüyebileceği sağlıklı bir alan yaratabiliriz.
"Psikiyatrik bir durum yok ya, biz psikoloğa gittik." Bu, duyduğumuz en yaygın yanlışlardan biri. Görmezden gelmek sadece sorunu büyütür.
"Zorlandığını gördüğünüzde" önyargılarınızı ve korkularınızı bir yana bırakın. Psikolojik destek almasını sağlayın.
Davranım bozukluğu, çocukların kasıtlı zarar verme ve kuralları çiğneme gibi davranışlarla kendini gösterir ve duygusuz-empati yoksunu özellikler içerebilir.
Çocuklarda OKB, tekrar eden düşünceler (obsesyonlar) ve zorlayıcı davranışlarla (kompulsiyonlar) kendini gösterir, terapi ve bazen ilaç tedavisi ile yönetilebilir.
Karşıt olma-karşı gelme bozukluğu (KOKGB), çocukların otoriteye karşı sürekli olarak tartışma ve inatçılık sergilemesiyle kendini gösterir; tedavi için davranış terapisi önerilir.
Çocuk istismarı ve şiddet, çocukların fiziksel ve duygusal gelişimini olumsuz etkiler, ancak doğru destekle çocukların toparlanması mümkündür.
DEHB, çocukluk döneminde başlayan ve dikkat, hiperaktivite, dürtüsellik gibi zorluklarla kendini gösteren bir bozukluktur, ancak doğru tedavi ile yönetilebilir
Disleksi, okuma ve yazmada zorluklara yol açan kalıcı bir durumdur, ancak doğru yöntemlerle bireylerin gelişimi desteklenebilir.
İfade edici dil bozukluğu, çocukların düşüncelerini anlatmada zorluk yaşadığı bir durumdur ve erken müdahale ile çözülebilir.
Çocuklarda depresyon ciddi bir sağlık sorunudur, erken teşhis ve tedavi ile hayat kalitesi artırılabilir, ancak toplumda bu konuda farkındalık yeterli değildir.
Normal kaygı, günlük yaşamın bir parçasıyken, kaygı bozukluğu daha yoğun ve sürekli bir problem olarak günlük hayatı etkiler.
"Otizm (ASD), sosyal iletişim ve davranışlarda zorluklara yol açan nörolojik bir bozukluktur. Erken teşhis ve doğru tedaviyle bireylerin bağımsız yaşam sürmeleri desteklenebilir."
"Çocuklarda uyku düzeni ve sağlıklı alışkanlıklar, gelişim için kritik önemdedir. Yaşa göre uyku süreleri ve sağlıklı uyku rutinleri ile çocukların uykusunu optimize edin."
"Zihinsel yetersizlik, bireyin bilişsel ve günlük yaşam becerilerinde zorluklar yaşadığı bir durumdur. Erken teşhis ve doğru destek, bireyin bağımsız bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir."
"Çocuklarda anksiyete belirtilerini nasıl fark edebileceğinizi ve evde, okulda nasıl yardımcı olabileceğinizi keşfedin. Stratejiler ve ipuçları ile çocuğunuzu destekleyin."
Dr. Ayşegül Tonyalı
Çocuk ve ergen psİkiatrİstİ
"Ya Eğer" Senaryolarına Takılıp Kalıyorsa
-Empatiyle Yaklaşın: Olumsuz düşüncelere saplanmak, bunalmış, kaygılı ve güçsüz hissetmenin bir tepkisi olabilir. Kaygıyı azaltarak, çocuğun takıldığı konuda konuşmak önemlidir.
-Gerçeklerle Hayalleri Ayırın: "Ya şöyle olursa" ile "Gerçekte olan ne" arasındaki farkı konuşun. Örneğin, çocuğunuz "Ya bana kötü davranan çocuklar sınıfımda olursa?" diyorsa, siz de "Tanıdıklarımız arasında, arkadaşın Ahmet'in sınıfında olduğunu biliyoruz." diyebilirsiniz.
Sabahları Giyinmeyi Reddediyorsa
-Önceliklerinizi Belirleyin: Okula gitmek zorunludur, ancak pijamayla gitmek bir seçenek olabilir. Eğer bu çocuğunuzun reddetme şekliyse, onun okula katılımının mı yoksa giyinmesinin mi daha önemli olduğuna karar verin. Gerekirse, çocuğunuzu pijamayla okula gönderebilirsiniz.
-Öğretmeni Bilgilendirin: Öğretmenine kısa bir e-posta veya telefon görüşmesiyle durumunu açıklayın. Ayrıca, çocuğunuza sınıf arkadaşlarının kıyafetleri hakkında ne diyeceğini kontrol edemeyeceğinizi anlatın.
Otobüse veya Arabaya Binmeyi Reddediyorsa
-O An Tartışmaktan Kaçının: Bu noktada, çocuğunuzun reddetmesi sizin iş programınızı da etkileyebilir. O anda tartışmaya girmemeye çalışın.
-Ne Söyleyebilirsiniz: "Bugün gerçekten zorlandığını görüyorum. Daha sonra konuşmayı planlayalım, ama şu an bu konuda sen bu kadar üzgünken tartışmak istemiyorum."
-Sonrasında: Çocuğunuzdan endişesini açıklamasını isteyin. Hızlı bir çözüm bulamazsanız, uzun vadeli bir strateji üzerinde çalışın. Bu konuda çocuğunuzun öğretmeni de yardımcı olabilir. Okula sakin bir şekilde gitmek için ödüllerin ve sorun çıkarmanın sonuçlarının yer aldığı bir davranış sözleşmesi bile hazırlayabilirsiniz.
"Beni Zorlayamazsın" Diyorsa
-Gerçeği Kabul Edin: Çocuğunuz okul ödevlerini yapmayı veya okula gitmeyi reddedip "Beni zorlayamazsın" diyorsa, bunun doğru olduğunu kabul edin.
-Ne Söyleyebilirsiniz: "Haklısın, seni zorlayamam. Aynı zamanda öğretmeninin telafi çalışmaları veya notlarla ilgili nasıl bir yol izleyeceğini de kontrol edemem."
-Devamında: Neden ödevleri yapmayı veya okula gitmeyi reddettiği konusunda dürüst ve sakin bir konuşma teklif edin. Durumu anlamak ve sorunu çözmek istediğinizi açıkça belirtin.
Eve Gitmek İçin Yalvarıyorsa
-Endişelerini Anlamaya Çalışın: Okula bıraktıktan sonra eve gitmek için yalvarabilirler. Bazı çocuklar, okuldayken ailelerine kötü bir şey olacağından korkarlar. Bu durumda, bırakmadan önce onunla konuşun. Güvende olduğunuzu ve gün içindeki planlarınızı paylaşın.
-Ek Destekler Sağlayın: Günün belirli saatlerinde eve mesaj atmasına veya aramasına izin vermeyi düşünebilirsiniz. Daha küçük çocuklar için aile fotoğrafı veya küçük bir rahatlatıcı nesne bulundurmak da yardımcı olabilir.
-Başarılarını Övün: Çocuğunuz sınıfın sadece bir kısmına bile katılsa, çabasını takdir edin. Ne kadar büyük bir başarı olduğunu bildiğinizi gösteren sözler kullanın.
-Ne Söyleyebilirsiniz: "Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Denediğin için kendinle gurur duymalısın!"
Derse Girmeyi Reddediyorsa
-Durumu Ciddiye Alın: Okulu asmak, çocuklar için kritik bir noktadır. Hayatlarındaki yetişkinleri dahil etmeden, kaygıları o kadar bunaltıcı hale gelmiştir ki okula gitmemeye karar verirler. Hem davranışı hem de çocuğun korku ve endişelerini ciddiye alın.
-Bir Plan Oluşturun: Aileler, öğretmenler ve okul danışmanı, kaygıya yönelik düzenlemeler içeren bir plan geliştirmek için konuşabilirler. Çocuğun okula yavaş yavaş gitmeye alışması gerekebilir.
Sonuç Olarak
Okula gitmeyi reddetmek, ailelerin tek başına başa çıkması gereken bir durum değildir. Ebeveynler veya bakım verenler, evde gördüklerini açıklayabilirler. Eğitimciler, okulda fark ettiklerini paylaşabilirler. Birlikte, çocuğun okula dönmesi için bir plan oluşturabilirler.
Unutmayın, çocuğunuzun endişelerini anlamak ve onlara destek olmak, bu süreci kolaylaştırmanın anahtarıdır. Sabır, anlayış ve işbirliğiyle, çocuğunuzun okula olan direncini aşmasına yardımcı olabilirsiniz.