Anne babalar için şaşırtıcı olmayan bir gerçek var: Psikolog veya psikiyatriste getirilen küçük çocukların en yaygın sorunu, duygusal patlamalar—yani öfke nöbetleri ve krizlerdir.
Öfke nöbetleri ve krizler, ebeveynliğin en büyük zorluklarından biridir. Anlamak zor, önlemek daha da zor, yaşanırken doğru tepki vermek ise en zoru. İki yaş sendromu olarak bilinen gelişimsel dönemi aşıp hâlâ sık sık yaşandığında, sadece yorgun düşen yetişkinler için değil, aynı zamanda çocuk için de büyük bir probleme dönüşebilir.
Öfke Nöbetleri ve Krizler Arasındaki Fark Nedir?
Birçok kişi "öfke nöbeti" ve "kriz" arasında ayrım yapar, her ne kadar bu terimler klinik olmasa da. Öfke nöbetleri genellikle daha hafif patlamaları tanımlar; bu sırada çocuk davranışlarını bir nebze kontrol edebilir. Ebeveynlerin kullandığı bir ölçüt, kimse dikkat etmiyorsa öfke nöbetinin sona erme olasılığıdır. Krizlerde ise çocuk tamamen kontrolünü kaybeder ve davranışları ancak kendini yorup sakinleştiğinde veya ebeveyn müdahale ettiğinde durur.
Hafif ya da şiddetli olsun, öfke nöbetleri çocuğun düzenleyemediği duygularla mücadele ettiğinin bir işaretidir. Öfke, çocukların kontrolünü kaybetmesine ve patlamasına neden olan bir numaralı duygudur—bunu yol öfkesinin çocuk versiyonu olarak düşünün. Çocuk, hak ettiğini veya ihtiyacı olduğunu düşündüğü bir şeyin—bir kurabiye, video oyunu ya da oyuncakçıda gördüğü bir şey—bilinçli olarak ondan esirgendiğini hisseder ve hayal kırıklığıyla bunalmış hale gelir.
Kaygı da büyük bir tetikleyicidir; çocukların mantığını devre dışı bırakarak durumun gereğinden fazla tepki vermelerine neden olur.
Altta Yatan Nedenler
Çocuklar duygusal düzenlemeyi normal gelişimin bir parçası olarak kazanamadığında, nedenler çeşitlidir. "Öfke nöbeti veya kriz bozukluğu diye bir şey yok," diyor Dr. Ayşegül Tonyalı. "Öfke nöbetleri ve krizler, tıpkı ateş gibi, birçok farklı problemden kaynaklanabilir ve onları durdurmak için neyin tetiklediğini anlamamız gerekir."
Duyguları düzenleyememe bazen altta yatan bir sorunun sonucudur. Sık yaşanan krizlerin bazı yaygın nedenleri şunlardır:
DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu):
Yapılan bir araştırmaya göre, şiddetli öfke patlamaları yaşayan çocukların %75'inden fazlası DEHB kriterlerini karşılıyor. Bu, DEHB tanısı aldıkları anlamına gelmez—özellikle saldırganlık geçmişi olan çocuklarda bu bozukluk gözden kaçabilir. Odaklanma eksikliği, işleri tamamlayamama ve sıkıntıya tahammülsüzlük gibi belirtiler, patlayıcı öfke nöbetlerine zemin hazırlayabilir.
Kaygı:
Kaygı da büyük bir etkendir. Tam bir kaygı bozukluğu olmasa bile, çocuklar kaygı uyandıran durumlara aşırı tepki verebilir ve stres altında kriz geçirebilirler. Öğrenme güçlüğü tanısı konmamış veya travma yaşamış çocuklar, rahatsız edici durumlarla karşılaştıklarında bu şekilde tepki verebilirler.
Öğrenme Problemleri:
Çocuğunuz okulda veya ödev yaparken sürekli sorun çıkarıyorsa, tanı konmamış bir öğrenme bozukluğu olabilir. Zorlandığı bir konuda yardım istemek yerine, öfke nöbetiyle dikkatleri dağıtmayı tercih edebilir.
Depresyon ve İrritabilite:
Sürekli ve şiddetli öfke nöbetleri olan bazı çocuklarda depresyon ve aşırı sinirlilik de görülür. "Disruptive Mood Dysregulation Disorder" (DMDD) adı verilen yeni bir bozukluk, şiddetli patlamalarla birlikte kronik sinirliliği olan çocukları tanımlar. Bu çocuklar, en ufak bir aksilikte bile büyük tepkiler verebilirler.
Otizm:
Otizm spektrumundaki çocuklar da dramatik krizlere eğilimlidir. Rutindeki beklenmedik değişiklikler onları kolayca tetikleyebilir ve duygularını ifade etmekte zorlanırlar.
Duyusal İşleme Sorunları: Özellikle otizm veya DEHB'li çocuklarda görülen duyusal hassasiyetler, aşırı uyarılmaya ve kontrol edilemeyen krizlere yol açabilir.
Eksik Olabilecek Beceriler
Hangi neden olursa olsun, sık sık duygusal patlamalar yaşayan çocukların genellikle aşağıdaki becerilerde eksiklikleri vardır:
• Dürtü kontrolü
• Problem çözme
• Sabretme ve erteleyebilme
• Müzakere etme
• İhtiyaçlarını ve isteklerini ifade edebilme
• Duruma uygun davranışları bilme
• Kendini sakinleştirebilme