Kiddy PrintKiddy Print
Kiddy PrintKiddy PrintKiddy PrintKiddy PrintKiddy Print

Çocuğumunkinden Önce Kendi Öfkemle Nasıl Baş Edeceğim?

Ebeveyn olmak kolay değil. Çoğu zaman, çocuklarımızın davranışlarına verdiğimiz tepkiler, aslında kendi duygusal durumlarımızın bir yansımasıdır. Öfkenizi kontrol etmek zor geliyor olabilir; ama bu, üzerinde çalışılabilir bir beceridir. Peki, önce kendi öfkemizle nasıl başa çıkabiliriz? İşte adım adım bir rehber.

1. Farkındalığınızı Artırın

Öfkeyi yönetmenin ilk adımı, o an nasıl hissettiğinizi fark etmektir. Çoğu zaman, öfkemiz farkına bile varmadan aniden patlar ve bizi pişmanlık içinde bırakır. Farkındalık, bu döngüyü kırmanın en güçlü araçlarından biridir.

Öfkenin bedeninizdeki fiziksel sinyallerini tanıyın:

• Kalp atışlarınız hızlanabilir,

• Nefesiniz sıklaşabilir,

• Kaslarınız gerilebilir,

• Avuçlarınız terleyebilir.

Bu belirtileri erken fark etmek, öfkenizi yönetmeye başlamak için ilk adımdır. Ne kadar erken fark ederseniz, tepkilerinizi o kadar iyi kontrol edebilirsiniz.

2. Duraklayın

Öfke anında yapılacak en etkili şeylerden biri, duraklamaktır. Öfke, size acilen harekete geçmeniz gerektiğini hissettiren bir duygu olabilir. Ancak çoğu ebeveynlik durumu aslında acil değildir. Kendinize kısa da olsa bir an tanıyın. Bu an, öfkenizi yatıştırmak için bir fırsattır.

Duraklamak için şu adımları deneyebilirsiniz:

• Derin bir nefes alın. (Burundan nefes alıp, ağzınızdan yavaşça verin.)

• Birkaç saniye durun ve kendinize bu duraklamanın, daha iyi bir tepki seçmeniz için bir alan yarattığını hatırlatın.

Unutmayın: Duraklamak bir zayıflık değil, aksine bilinçli bir ebeveynlik pratiğidir.

Kiddy Print
Her çocuk, doğru destekle parlayabilir.
Her çocuk, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine taşır.
Öğrenme, sevgi ve destekle güçlenir.
Her çocuk özeldir. Disleksi bir engel değil, farklı bir öğrenme yoludur
Sağlıklı seçimler, mutlu bir gelecek yaratır.
Sabır ve sevgiyle her zorluk aşılır.
Çocuk istismarı bir insanlık suçudur!
Her adım, büyümenin bir parçasıdır.
Anlamak, iyileşmenin ilk adımıdır.
Doğru zamanda atılan bir adım, hayatları değiştirir.
Her yolculuk doğru bir başlangıçla başlar.
Çocukların tuvalet eğitimini tabusuz bir şekilde öğrenmesi için rahat bir ortam yaratın. Her çocuğun hızı farklıdır.
Ebeveynlikte otoriter, demokratik veya izin verici yaklaşımlar arasındaki farkları anlamak, doğru dengeyi kurmaya yardımcı olur.
Çocuklar kendileriyle ilgili olumsuz bir "iç ses" geliştirebilirler ve bu ses, onların özgüvenini baltalayabilir.
Sadece “Yap bunu!” demekten öte, onlara “Bunu neden yapman gerektiğini birlikte keşfedelim” demeli.
Bu bıkmışlık hissi sizi kötü bir ebeveyn yapmaz, sadece insan olduğunuzu hatırlatır. Yani, nefes almanız gerekiyorsa, bir suç işlemiş gibi hissetmeyin.
Ekran süresini sınırlandırmak ve kaliteli içerik seçmek, çocukların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Örnek olmak önemlidir.
Çocuklara interneti doğru kullanmayı öğretmek, onları bilinçli ve sorumlu bireyler yapar. Yasak yerine rehberlik önemlidir.
Sevgiyle belirlenen sınırlar, çocukların özgüvenini artırır ve sağlıklı bireyler olmalarını destekler.
Ebeveyn öfkesi, bilinçli farkındalık ve duraklama stratejileri ile kontrol altına alınabilir. Kendinizi affedin ve ilerleyin.
Çocukların yalan söylemesinin ardında genellikle bir öğrenme süreci ve gelişimsel nedenler yatar.
Güç, kontrol ya da çatışma temalarının oyunlarda öne çıktığını fark ettiğinizde, yargılamaktan kaçınıp, bu süreçlere açıklıkla yaklaşmak oldukça önemlidir.
Çocuklar bir noktada büyüyüp cezaları umursamayacak hale gelirler!
Unuymayın bütün duygular normaldir, önemli olan bu duygularla nasıl başa çıktığınızdır.
Anne, çok çirkinim," gibi cümleler, ebeveynlerin sıklıkla karşılaştığı durumlardan biridir.
Çocukların yaşadıkları sosyal zorlukları ve duygusal iniş çıkışları paylaşmaya ihtiyaçları vardır. Ebeveyn olarak ilk görevimiz, onları yargılamadan dinleyebileceğimiz bir alan sunmak.
Açık uçlu oyuncakların belirli bir bitiş noktası yoktur. Bu yüzden çocuklar bu oyuncaklarla yaratıcılıklarını ve problem çözme becerilerini geliştirebilirler.
Eğer bir çocuk öfke nöbeti geçirirse, genellikle birisi görev taleplerini değiştirir, işi kolaylaştırır veya minimum uyum sağlamalarına razı olur. Bu da çocuğun bu davranışı tekrarlamasına yol açar.
Patlama sırasında çocuklar kontrolü kaybedebilirler, bu yüzden o an yapılacak fazla bir şey yoktur. Patlama geçtiğinde, kısa ve net cümlelerle durumu yönetin.
Son verilere göre, otizm spektrum bozukluğunun (OSB) ortalama tanı yaşı 5 veya 6 civarındadır, ancak 12 aylık kadar küçük çocuklarda bile tanı konulabilir.
alnız olmadığınızı unutmayın. Birçok genç, benzer kaygı bozukluklarıyla mücadele ediyor. Nasıl hissettiğinizi birine anlatmak cesaret gerektirebilir, ancak bu engeli aştığınızda sizi dinlemek ve destek olmak isteyen insanlar olacaktır.
Instagram, Facebook ve benzeri platformlarda en çok zaman geçiren gençlerin, en az zaman geçirenlere göre %13 ila %66 daha yüksek oranda depresyon yaşıyor.
Doğru stratejilerle sınıf ortamını daha verimli hale getirebilir ve çocuğunuzun potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabilirsiniz
DEHB'li çocuklar genellikle yaratıcı, mükemmel problem çözücüler ve sıradışı düşünen bireylerdir.
"Öfke nöbetleri ve krizler, tıpkı ateş gibi, birçok farklı problemden kaynaklanabilir ve onları durdurmak için neyin tetiklediğini anlamamız gerekir."
Çocuklar düzenli olarak duygusal patlamalar yaşıyorsa, ilk adım, çocuğunuzun davranışını tetikleyen şeyleri anlamaktır.
Dağınık yazı tembellik işareti olarak görebileceğini unutmayın. Ancak genellikle durum böyle değildir.
"Onun tek annesi/babası sizsiniz". O değil, "biz" değişirsek; çocuklarımızın da gelişip büyüyebileceği sağlıklı bir alan yaratabiliriz.
"Psikiyatrik bir durum yok ya, biz psikoloğa gittik." Bu, duyduğumuz en yaygın yanlışlardan biri. Görmezden gelmek sadece sorunu büyütür.
"Zorlandığını gördüğünüzde" önyargılarınızı ve korkularınızı bir yana bırakın. Psikolojik destek almasını sağlayın.
Davranım bozukluğu, çocukların kasıtlı zarar verme ve kuralları çiğneme gibi davranışlarla kendini gösterir ve duygusuz-empati yoksunu özellikler içerebilir.
Çocuklarda OKB, tekrar eden düşünceler (obsesyonlar) ve zorlayıcı davranışlarla (kompulsiyonlar) kendini gösterir, terapi ve bazen ilaç tedavisi ile yönetilebilir.
Karşıt olma-karşı gelme bozukluğu (KOKGB), çocukların otoriteye karşı sürekli olarak tartışma ve inatçılık sergilemesiyle kendini gösterir; tedavi için davranış terapisi önerilir.
Çocuk istismarı ve şiddet, çocukların fiziksel ve duygusal gelişimini olumsuz etkiler, ancak doğru destekle çocukların toparlanması mümkündür.
DEHB, çocukluk döneminde başlayan ve dikkat, hiperaktivite, dürtüsellik gibi zorluklarla kendini gösteren bir bozukluktur, ancak doğru tedavi ile yönetilebilir
Disleksi, okuma ve yazmada zorluklara yol açan kalıcı bir durumdur, ancak doğru yöntemlerle bireylerin gelişimi desteklenebilir.
İfade edici dil bozukluğu, çocukların düşüncelerini anlatmada zorluk yaşadığı bir durumdur ve erken müdahale ile çözülebilir.
Çocuklarda depresyon ciddi bir sağlık sorunudur, erken teşhis ve tedavi ile hayat kalitesi artırılabilir, ancak toplumda bu konuda farkındalık yeterli değildir.
Normal kaygı, günlük yaşamın bir parçasıyken, kaygı bozukluğu daha yoğun ve sürekli bir problem olarak günlük hayatı etkiler.
"Otizm (ASD), sosyal iletişim ve davranışlarda zorluklara yol açan nörolojik bir bozukluktur. Erken teşhis ve doğru tedaviyle bireylerin bağımsız yaşam sürmeleri desteklenebilir."
"Çocuklarda uyku düzeni ve sağlıklı alışkanlıklar, gelişim için kritik önemdedir. Yaşa göre uyku süreleri ve sağlıklı uyku rutinleri ile çocukların uykusunu optimize edin."
"Zihinsel yetersizlik, bireyin bilişsel ve günlük yaşam becerilerinde zorluklar yaşadığı bir durumdur. Erken teşhis ve doğru destek, bireyin bağımsız bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir."
"Çocuklarda anksiyete belirtilerini nasıl fark edebileceğinizi ve evde, okulda nasıl yardımcı olabileceğinizi keşfedin. Stratejiler ve ipuçları ile çocuğunuzu destekleyin."

Dr. Ayşegül Tonyalı

Çocuk ve ergen psİkiatrİstİ

3. Bilinçli Bir Karar Verin

Duraklamanın ardından, sakin bir şekilde bir karar vermek için alanınız olur. Kendinize hatırlatın:

“Şu anda öfkeliyim, ama kontrol benim elimde. Sakinliği seçiyorum.”

Bu bilinçli karar, öfkenin sizi yönetmesine engel olur. İlk tepkinizin çocuğunuzun üzerine bağırmak ya da sinirlenmek olduğunu fark edebilirsiniz, ancak duraklayarak ve sakinliği seçerek olaylara farklı bir açıdan yaklaşabilirsiniz. Sevgi ve sabır, genelde durumu iyileştiren en etkili tepkilerdir.

4. Sabırlı Olmayı Bir Alışkanlık Haline Getirin

Sabır, bir beceridir ve anbean geliştirilir. Çocuğunuzun davranışlarını tamamen kontrol edemezsiniz; ancak nasıl tepki vereceğinizi kontrol etmek sizin elinizdedir. Sabır, pasif bir bekleyiş değil, aktif bir seçimdir.

Sabır için kendinize şu soruları sorun:

• Bu durumda hemen tepki vermek zorunda mıyım?

• Çocuğumun bu davranışı, gelişimsel bir sürecin parçası olabilir mi?

• Ona daha iyi bir şekilde yaklaşmanın bir yolu var mı?

Bu sorular, sizi tepki odaklı olmaktan çıkarıp çözüm odaklı bir yaklaşıma yönlendirebilir.

5. Kendinizi Affedin

Hepimiz insanız ve her zaman mükemmel bir şekilde tepki veremeyebiliriz. En sakin ebeveynler bile bazen bağırır ya da sinirlenir. Bu durumlarda kendinizi yargılamaktan vazgeçin. Bunun yerine, kendinize şu sözü verin:

“Evet, bu kez istediğim gibi tepki veremedim, ama bir dahaki sefere daha iyi yapacağım.”

Kendinize bu izni vermek, ebeveynlik yolculuğunuzda daha şefkatli ve sabırlı olmanızı sağlar. Aynı zamanda, çocuğunuza da kendini affetmenin ve gelişmenin doğal bir süreç olduğunu göstermiş olursunuz.

Sonuç: Daha Sakin Bir Ebeveyn Olmak İçin Küçük Adımlar Atın

Ebeveynlik, sürekli öğrenmeyi gerektiren bir süreçtir. Öfkeyi kontrol etmek kolay bir iş değil, ancak farkındalık, duraklama ve bilinçli seçimlerle hem kendinize hem de çocuğunuza daha sağlıklı tepkiler verebilirsiniz.

Unutmayın: Daha sakin ve sevgi dolu bir ebeveyn olmak, her gün atılan küçük adımlarla mümkündür. Bu süreçte kendinize sabırlı olun ve her yeni günün bir fırsat olduğunu hatırlayın.