Kiddy PrintKiddy Print
Kiddy PrintKiddy PrintKiddy PrintKiddy PrintKiddy Print

Çocuğum Silahlarla Oynuyorsa Kabadayı mı Olacak?

Çocuğunuz oyunlarında silah ya da saldırganlık temalarını kullanıyorsa, bu sizi endişelendirebilir. Bu çok doğal bir tepki. Ancak, bu durum çocuğunuzun bir kabadayıya dönüşeceği anlamına mı geliyor? Haydi, biraz daha derine inelim.

Oyun: Çocukların Kendini İfade Etme Yöntemi

Çocuklar, oyunları aracılığıyla hem duygularını dışa vurur hem de çevrelerindeki dünyayı anlamlandırmaya çalışırlar. Silah ya da güç temalı oyunlar da, onların doğru-yanlış, iyi-kötü, güç ve denge gibi kavramları keşfetmelerine olanak tanır. Bu tür oyunlar, çocukların kendilerini güçlü, etkili ve kontrol sahibi hissetme ihtiyacını yansıtır.

Peki, böyle bir durumda ne yapmalı? Bu oyunları tamamen yasaklamak mı? Hayır, bu yaklaşımdan kaçınmak daha sağlıklı. Bunun yerine, oyunların altındaki duygusal ve zihinsel süreçleri anlamaya çalışmak çok daha etkili olacaktır. Çocuğunuz bu temaları keşfederek hem kendisi hem de çevresi hakkında değerli bilgiler edinir.

Silah Temalı Oyunlara Nasıl Yaklaşmalı?

Diyelim ki çocuğunuz parmağını bir silah gibi tutup “Piş piş!” diyerek sizi "vurdu". İlk bakışta bu sizi rahatsız edebilir. Ama burada asıl odaklanılması gereken nokta, bu davranışın ardındaki motivasyondur. Çocuğunuz bu oyun sırasında neyi anlamaya ya da keşfetmeye çalışıyor?

Ebeveynler olarak genellikle “Bu normal mi?” diye düşünmeye meyilliyiz. Ancak daha faydalı bir soru şu olabilir: “Çocuğum bu oyunla bana ne anlatmaya çalışıyor?” Güç, kontrol ya da çatışma temalarının oyunlarda öne çıktığını fark ettiğinizde, yargılamaktan kaçınıp, bu süreçlere açıklıkla yaklaşmak oldukça önemlidir.

Kiddy Print
Her çocuk, doğru destekle parlayabilir.
Her çocuk, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine taşır.
Öğrenme, sevgi ve destekle güçlenir.
Her çocuk özeldir. Disleksi bir engel değil, farklı bir öğrenme yoludur
Sağlıklı seçimler, mutlu bir gelecek yaratır.
Sabır ve sevgiyle her zorluk aşılır.
Çocuk istismarı bir insanlık suçudur!
Her adım, büyümenin bir parçasıdır.
Anlamak, iyileşmenin ilk adımıdır.
Doğru zamanda atılan bir adım, hayatları değiştirir.
Her yolculuk doğru bir başlangıçla başlar.
Çocukların tuvalet eğitimini tabusuz bir şekilde öğrenmesi için rahat bir ortam yaratın. Her çocuğun hızı farklıdır.
Ebeveynlikte otoriter, demokratik veya izin verici yaklaşımlar arasındaki farkları anlamak, doğru dengeyi kurmaya yardımcı olur.
Çocuklar kendileriyle ilgili olumsuz bir "iç ses" geliştirebilirler ve bu ses, onların özgüvenini baltalayabilir.
Sadece “Yap bunu!” demekten öte, onlara “Bunu neden yapman gerektiğini birlikte keşfedelim” demeli.
Bu bıkmışlık hissi sizi kötü bir ebeveyn yapmaz, sadece insan olduğunuzu hatırlatır. Yani, nefes almanız gerekiyorsa, bir suç işlemiş gibi hissetmeyin.
Ekran süresini sınırlandırmak ve kaliteli içerik seçmek, çocukların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Örnek olmak önemlidir.
Çocuklara interneti doğru kullanmayı öğretmek, onları bilinçli ve sorumlu bireyler yapar. Yasak yerine rehberlik önemlidir.
Sevgiyle belirlenen sınırlar, çocukların özgüvenini artırır ve sağlıklı bireyler olmalarını destekler.
Ebeveyn öfkesi, bilinçli farkındalık ve duraklama stratejileri ile kontrol altına alınabilir. Kendinizi affedin ve ilerleyin.
Çocukların yalan söylemesinin ardında genellikle bir öğrenme süreci ve gelişimsel nedenler yatar.
Güç, kontrol ya da çatışma temalarının oyunlarda öne çıktığını fark ettiğinizde, yargılamaktan kaçınıp, bu süreçlere açıklıkla yaklaşmak oldukça önemlidir.
Çocuklar bir noktada büyüyüp cezaları umursamayacak hale gelirler!
Unuymayın bütün duygular normaldir, önemli olan bu duygularla nasıl başa çıktığınızdır.
Anne, çok çirkinim," gibi cümleler, ebeveynlerin sıklıkla karşılaştığı durumlardan biridir.
Çocukların yaşadıkları sosyal zorlukları ve duygusal iniş çıkışları paylaşmaya ihtiyaçları vardır. Ebeveyn olarak ilk görevimiz, onları yargılamadan dinleyebileceğimiz bir alan sunmak.
Açık uçlu oyuncakların belirli bir bitiş noktası yoktur. Bu yüzden çocuklar bu oyuncaklarla yaratıcılıklarını ve problem çözme becerilerini geliştirebilirler.
Eğer bir çocuk öfke nöbeti geçirirse, genellikle birisi görev taleplerini değiştirir, işi kolaylaştırır veya minimum uyum sağlamalarına razı olur. Bu da çocuğun bu davranışı tekrarlamasına yol açar.
Patlama sırasında çocuklar kontrolü kaybedebilirler, bu yüzden o an yapılacak fazla bir şey yoktur. Patlama geçtiğinde, kısa ve net cümlelerle durumu yönetin.
Son verilere göre, otizm spektrum bozukluğunun (OSB) ortalama tanı yaşı 5 veya 6 civarındadır, ancak 12 aylık kadar küçük çocuklarda bile tanı konulabilir.
alnız olmadığınızı unutmayın. Birçok genç, benzer kaygı bozukluklarıyla mücadele ediyor. Nasıl hissettiğinizi birine anlatmak cesaret gerektirebilir, ancak bu engeli aştığınızda sizi dinlemek ve destek olmak isteyen insanlar olacaktır.
Instagram, Facebook ve benzeri platformlarda en çok zaman geçiren gençlerin, en az zaman geçirenlere göre %13 ila %66 daha yüksek oranda depresyon yaşıyor.
Doğru stratejilerle sınıf ortamını daha verimli hale getirebilir ve çocuğunuzun potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabilirsiniz
DEHB'li çocuklar genellikle yaratıcı, mükemmel problem çözücüler ve sıradışı düşünen bireylerdir.
"Öfke nöbetleri ve krizler, tıpkı ateş gibi, birçok farklı problemden kaynaklanabilir ve onları durdurmak için neyin tetiklediğini anlamamız gerekir."
Çocuklar düzenli olarak duygusal patlamalar yaşıyorsa, ilk adım, çocuğunuzun davranışını tetikleyen şeyleri anlamaktır.
Dağınık yazı tembellik işareti olarak görebileceğini unutmayın. Ancak genellikle durum böyle değildir.
"Onun tek annesi/babası sizsiniz". O değil, "biz" değişirsek; çocuklarımızın da gelişip büyüyebileceği sağlıklı bir alan yaratabiliriz.
"Psikiyatrik bir durum yok ya, biz psikoloğa gittik." Bu, duyduğumuz en yaygın yanlışlardan biri. Görmezden gelmek sadece sorunu büyütür.
"Zorlandığını gördüğünüzde" önyargılarınızı ve korkularınızı bir yana bırakın. Psikolojik destek almasını sağlayın.
Davranım bozukluğu, çocukların kasıtlı zarar verme ve kuralları çiğneme gibi davranışlarla kendini gösterir ve duygusuz-empati yoksunu özellikler içerebilir.
Çocuklarda OKB, tekrar eden düşünceler (obsesyonlar) ve zorlayıcı davranışlarla (kompulsiyonlar) kendini gösterir, terapi ve bazen ilaç tedavisi ile yönetilebilir.
Karşıt olma-karşı gelme bozukluğu (KOKGB), çocukların otoriteye karşı sürekli olarak tartışma ve inatçılık sergilemesiyle kendini gösterir; tedavi için davranış terapisi önerilir.
Çocuk istismarı ve şiddet, çocukların fiziksel ve duygusal gelişimini olumsuz etkiler, ancak doğru destekle çocukların toparlanması mümkündür.
DEHB, çocukluk döneminde başlayan ve dikkat, hiperaktivite, dürtüsellik gibi zorluklarla kendini gösteren bir bozukluktur, ancak doğru tedavi ile yönetilebilir
Disleksi, okuma ve yazmada zorluklara yol açan kalıcı bir durumdur, ancak doğru yöntemlerle bireylerin gelişimi desteklenebilir.
İfade edici dil bozukluğu, çocukların düşüncelerini anlatmada zorluk yaşadığı bir durumdur ve erken müdahale ile çözülebilir.
Çocuklarda depresyon ciddi bir sağlık sorunudur, erken teşhis ve tedavi ile hayat kalitesi artırılabilir, ancak toplumda bu konuda farkındalık yeterli değildir.
Normal kaygı, günlük yaşamın bir parçasıyken, kaygı bozukluğu daha yoğun ve sürekli bir problem olarak günlük hayatı etkiler.
"Otizm (ASD), sosyal iletişim ve davranışlarda zorluklara yol açan nörolojik bir bozukluktur. Erken teşhis ve doğru tedaviyle bireylerin bağımsız yaşam sürmeleri desteklenebilir."
"Çocuklarda uyku düzeni ve sağlıklı alışkanlıklar, gelişim için kritik önemdedir. Yaşa göre uyku süreleri ve sağlıklı uyku rutinleri ile çocukların uykusunu optimize edin."
"Zihinsel yetersizlik, bireyin bilişsel ve günlük yaşam becerilerinde zorluklar yaşadığı bir durumdur. Erken teşhis ve doğru destek, bireyin bağımsız bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir."
"Çocuklarda anksiyete belirtilerini nasıl fark edebileceğinizi ve evde, okulda nasıl yardımcı olabileceğinizi keşfedin. Stratejiler ve ipuçları ile çocuğunuzu destekleyin."

Dr. Ayşegül Tonyalı

Çocuk ve ergen psİkiatrİstİ

Güvenli Alanlar ve Doğru Yönlendirme

Bu tür oyunlara nasıl tepki verdiğiniz, çocuğunuzun bu temaları nasıl işleyeceği konusunda belirleyici olabilir. Örneğin, çocuğunuz “Seni vuracağım!” dediğinde, hemen oyunu durdurmaya mı çalışıyorsunuz? Bu oldukça yaygın bir refleks. Ancak daha etkili bir yaklaşım, bu cümleye bir diyalog fırsatı olarak bakmaktır. Mesela şu soruyu sormayı deneyebilirsiniz:

“Beni vurduğunda ne yapmamı istiyorsun?”

Bu tür bir soru, çocuğunuzun kendi oyununa dair farkındalık kazanmasını sağlar. Aynı zamanda sizin, onun zihinsel ve duygusal dünyasına daha yakından bakmanızı mümkün kılar. Çocuğunuz bu süreçte, güç dinamiklerini ve kendi duygusal tepkilerini anlamaya başlar. Böylece siz de onun oyununa rehberlik ederek, hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim yaratabilirsiniz.

Sonuç: Oyun Korkulacak Değil, Anlaşılacak Bir Alan

Unutmayın, çocuklar oyunlarında bir şeyler "öğrenir" ve kendilerini ifade eder. Onların keşfetmesine izin verirken, gerektiğinde rehberlik sunmak hem ebeveyn hem de çocuk için zenginleştirici bir deneyim olacaktır. Silah ya da güç temalı oyunlar, çocuğunuzun kişiliği hakkında kesin bir yargıya varmanızı gerektirmez. Bunun yerine, çocuğunuzun oyunları üzerinden onun dünyasına dair daha derin bir anlayış geliştirmek için bir fırsat olarak görebilirsiniz.